KOPENHAG: Avrupa Çevre Ajansı tarafınca Salı günü gösterilen bir rapora bakılırsa, kirlilik Avrupa’daki kanser vakalarının yüzde 10’undan fazlası ile bağlantılı.
Bu vakaların bir çok önlenebilir, dedi.
Ajanstan meydana getirilen açıklamada, “Hava kirliliğine, kanserojen kimyasallara, radon, UV (ultraviyole) radyasyona ve ikinci el dumana maruz kalma, beraber Avrupa’daki kanser yükünün yüzde 10’undan fazlasına katkıda bulunabilir” dedi.
Sadece AÇA uzmanı Gerardo Sanchez, “tüm çevresel ve mesleki kanser risklerinin azaltılabileceğini” söylemiş oldu.
Ajansın kanser ve çevre arasındaki bağlantı üstüne ilk raporu olan raporun yayınlanmasından ilkin geçen hafta gazetecilere verdiği demeçte, “Işınım yada kimyasal kanserojenlere bağlı olarak çevresel olarak belirlenen kanserler neredeyse dikkatsizlik edilebilir bir seviyeye düşürülebilir” dedi.
Avrupa Birliği’nde her yıl 2,7 milyon kişiye kanser teşhisi konulmakta ve 1,3 milyon şahıs kanserden ölmektedir.
Dünya nüfusunun yüzde 10’undan daha azını oluşturan kıta, yeni vakaların neredeyse dörtte birini ve ölümlerin beşte birini rapor ediyor.
Ajans, hava kirliliğinin Avrupa’daki tüm kanser vakalarının ortalama yüzde biriyle bağlantılı bulunduğunu ve tüm kanser ölümlerinin ortalama yüzde ikisine niçin bulunduğunu söylemiş oldu.
Radona iç mekan maruziyeti, tüm kanser vakalarının yüzde ikisine ve Avrupa’daki her on akciğer kanseri vakasından birine bağlıdır.
Ajans, Avrupa’daki tüm kanser vakalarının yüzde dördünden naturel UV radyasyonunun görevli olabileceğini söylemiş oldu.
Eylemsiz içiciliğe maruz kalma, asla sigara içmemiş kişilerde tüm kanserler için genel riski yüzde 16’ya kadar artırabilir.
Ajans, Avrupa’daki işyerlerinde kullanılan kurşun, arsenik, krom, kadmiyum, akrilamid ve böcek ilaçları dahil olmak suretiyle bazı kimyasalların kansere niçin olduğu mevzusunda uyardı.
İyi malum bir kanserojen olan asbestin mesleki akciğer kanserlerinin yüzde 55 ila 88’ini oluşturduğu tahmin edilmektedir. Ajans, AB’nin 2005 senesinde asbesti yasakladığını, sadece bazı binalarda hala mevcut bulunduğunu ve yenileme ve yıkım işlerinde çalışan işçilerin hala maruz kaldığını söylemiş oldu.
Kirliliğin temizlenmesi ve davranışların değiştirilmesi ile çevresel ve mesleki kanser riskleri azaltılabilir” dedi.
“Bu risklerin azaltılması kanser vakalarının ve ölümlerin sayısında düşüşe yol açacaktır.”